Teknik arıcılıkta arının oğul vermeden suni arı almaktır. Ama ne yapsakta bazen bu durumu engellemek zor oluyor. Arı oğullarını genellikle havanın iyi olduğu sabah saat:09:00 ila 15:00 arasında çıkmaktadır. Havanın çok sıcak olduğu zamanlarda geç saatlerde oğul atma olmaktadır.
Arı kovanından çıkan arı oğullarının ana arıları yaşlı olduğu için çok uzağa gidemezler ve arılığın yakınında bulunan ağaçta veya başka bir şeye konarlar. Ama daha sonraki arı oğulların ana arıları genç olacağı için bazen arılığın yanına konmadan direk çok uzaklara uçabilirler. Yada bulunduğu yerdeki en yüksek ağaca konabilirler ve almanız daha çok zor olacaktır. Bazı arı oğulları hiç konmadan çok uzaklarda bulunan ağaç kovuklarına veya kaya kovuklarına gidip girebilirler. Bu durumalarda arı oğulu yakalama için bazık teknik ve yöntemler bulunmaktadır. Bunlar, teneke benzeri ses çıkaran şeyler çalmak, iki taşı birbirine vurmak veya arılar toprak atmak gibi yöntemler vardır ama bazı arıcılarımız bu durumları yanlış olduğu savunanlar olduğu gibi doğru olduğunu söyleyenlerde vardır. Bunların en güzeli yakınınızda su varsa yada arılığınında su bulundurun çıkan arı oğulun üsten serperseniz arı oğulu yağmur yağdığını sanıp bir yere konacaktır. Daha sonra bütün arı oğulları bu şekilde konmasını sağlayarak oğul yakalama yapabilirsiniz.
Yeni çıkan arı oğulları arılığın çevresinde konacağı herhangi bir şey yoksa direk uçup gidebilirler o yüzden arıcı olarak arılığınızın çevresine ve içine ağaçlar dikerek veya ağaç dalları konarak oğulların kaçmasını önleyebilirsiniz. Ayrıca oğulların yüksek ağaçlar konmasını önlemek yada istediğiniz bir yere konmasını sağlamak için oğul otu denilen melisa yada pisada satılan arı parfümleri, spreyleri yada kremleri edinebilirsiniz. Aynı zamanda sitemizin sağ alt tarafından bulunan arıcılık malzemeleri satan siteden de temin edebilirsiniz.
Arı oğulunu koymayı düşündüğümüz kovanı daha önceden hazırlamak gerekir. Arı kolonisinin sağlıklı olarak yaşayabileceği özelliklere sahip kovana temel petek takılmış çerçeveler konur. Eğer mümkünse 1-2 çerçevenin kabarmış petek olması çok iyi olur. Çerçeveler arasında 2 cm boşluk bırakılır. Bu kabarmış peteklere bal ya da şeker şerbeti sürülürse, arının kovana girmesi ve orayı yuva olarak kabul etmesi daha kolay olur. Eğer mümkün değilse oğul kokusu sürülmüş bir parça pamuk kovan içine bırakılır.
Oğul çıkıp bir yere konduktan sonra zaman geçirmeden, kovana alma çalışmalarına başlamak gerekir. Çünkü belli bir zaman yerinden alınmayan arılar yeni yuvalarına doğru uçarak giderler. Oğul’un konduğu yer çok güneş altıysa muhakkak üzerine temiz bir bez örtülerek gölge yapmak gerekir.
Oğul’un konduğu yer alçaksa kovan doğrudan arıların yanına götürülür, arılarla kovan arasına bir bez serilir, arka taraftan duman verilerek arıların bez üzerinden yürüyerek kovana girmeleri sağlanır. Arıları yönlendirmeyi kolaylaştırmak için bir kaz tüyü ya da arıcı fırçasıyla arılar kovana doğru hafifçe süpürülür. Kovandaki balın ya da balmumunun kokusunu alan arılar bir sürü gibi kovana girmeye başlarlar.
Arılar bir kaç metre yükseklikte bir yere konmuşsa, yere genişçe bir bez serilir. Kovan sehpa ya da iskele gibi bir yüksekliğin üzerine konularak arıların altına getirilir. Ya da mümkünse bir kişi kovanı kaldırarak tutar. Dal sert bir silkelenir ve arıların toplu bir şekilde kovanın içine düşmeleri sağlanır.
Kovan yere, bezin üzerine konur ve havada uçuşan diğer arıların da kovana girmesi beklenir. Ana arı kovana girince diğer arılar hiç nazlanmadan yeni yuvalarına girerler. Arıcı kovan etrafındaki arıların hareketlerini takip ederek ana arının girip girmediğini anlayabilir. Eğer arılar tekrar sürü halinde dalda kümelenmeye başlıyorsa bur dan ana arının kovanda olmadığı anlaşılır. Bir de ana arı kovana girince, kovan etrafındaki arılar iğnelerini gökyüzüne doğru çevirip kanat çırparak vızıldamaya başlarlar. Havada uçuşan arılar bu hareketi görünce kovana girmeye başlarlar.
Oğul’un konduğu yer yüksekte bir ağaç dalı ise, sakıncası yoksa arıları sarsmadan dal yavaşça kesilir. Kovanın önüne genişçe bir bez serilir, bezin bir kenarı kovan giriş tahtasının üzerine doğru konur. Dal yavaşça bezin üzerine silkelenir ve bezin üzerine bırakılır. Arılar sürü şeklinde kovana girmeye başlarlar.
Dal kesilemeyecek şekildeyse, uzunca bir sırığın ucuna bir teneke ya da oğul torbası bağlanır. Tenekenin içine bir parça ballı petek yerleştirilir. Teneke uzatılarak arıların altına getirilir, başka bir sırığın yardımıyla ya da merdivenle ağaca çıkarak, dal kuvvetlice silkinir. Teneke veya oğul torbası aşağı indirilerek kovana boşaltılır. Arıların hepsi alınamadıysa bu hareket bir kaç kere tekrarlanır. Anaarının kovana girdiği anlaşılınca kovanın üzeri kapatılır.
Bir başka pratik oğul yakalama yöntemi ise şudur: Eski bir sapsız sepet oğul’un üzerine dikkatlice konur, alttan yavaş yavaş duman verilir. Arılar genellikle kapalı ve karanlık yerlere girme eğiliminde olduklarından üstlerine konmuş olan sepetin içinde toplanırlar. Bütün arılar sepete girdikten sonra fazla sarsmamaya dikkat edilerek, sepetin üzeri kapatılır ve arılar yeni kovanlarına konur. Bu yöntem özellikle arılıktan çok uzak mesafeye konmuş olan oğulları yakalayıp geri getirmek için pratiktir.
Arılar kovandan oğul’a çıkarken kursaklarını balla doldururlar, bu yüzden oğul arıları sakindir ve kolay kolay sokmaz. Bu sayede arıcı rahat rahat çalışabilir. Oğul yerleştirilen kovan daimi yerine konur ve mümkünse üzeri örtülerek serin kalması sağlanır. Ertesi gün çıtaların arası normal durumlarına getirilir. Arıların zapt etmediği çerçeveler alınarak kovan bölme tahtasıyla bölünür. Böylece arı oğulu yakalama konusunuda anlatmış olduk.